MİT tırlarıyla ikinci hamleye hazırlanıyorlar

04:001/06/2015, Pazartesi
G: 13/09/2019, Cuma
Abdülkadir Selvi

Paralel yapı Ergenekon sürecinde ilk operasyonu Cumhuriyet Gazetesi'ne yapmıştı. İlhan Selçuk, ilerleyen yaşına ve hastalığına bakılmaksızın sabaha karşı gözaltına alınmıştı.Mustafa Balbay ise tutuklandığında Cumhuriyet Gazetesi'nin Ankara temsilcisiydi.Paralel Yapı Cumhuriyet Gazetesi'nin üzerinden silindir gibi geçmişti.Kaderin garip bir cilvesi olsa gerek.Can Dündar'ın Cumhuriyet'in başına geçmesi de yine paralel yapı üzerinden oldu.İlhan Selçuk, Mustafa Balbay'a yönelik operasyonları yürüten

Paralel yapı Ergenekon sürecinde ilk operasyonu Cumhuriyet Gazetesi'ne yapmıştı. İlhan Selçuk, ilerleyen yaşına ve hastalığına bakılmaksızın sabaha karşı gözaltına alınmıştı.

Mustafa Balbay ise tutuklandığında Cumhuriyet Gazetesi'nin Ankara temsilcisiydi.

Paralel Yapı Cumhuriyet Gazetesi'nin üzerinden silindir gibi geçmişti.

Kaderin garip bir cilvesi olsa gerek.

Can Dündar'ın Cumhuriyet'in başına geçmesi de yine paralel yapı üzerinden oldu.

İlhan Selçuk, Mustafa Balbay'a yönelik operasyonları yürüten savcılar, Can Dündar röportajlarıyla aklanıp paklanmış, yolsuzluklarla savaşan melekler olarak sunulmuştu.

Can Dündar'ın Cumhuriyet'in genel yayın yönetmeni koltuğuna oturmasını sağlayan bu röportajlar olmuştu.

Paralel yapı böylece Cumhuriyet'in üzerinden ikinci kez silindir gibi geçti.

Bu aslında ne Can Dündar'ın suçu ne de paralel yapının maharetiydi.

Cemaat gazetelerinin inandırıcılığını kaybetmesi, Taraf'ın ipliğinin pazara çıkması üzerine, Cumhuriyet üst akıl tarafından yeniden formatlanıp piyasaya sürülmüştü.

Can Dündar şu günlerde diyet borcunu ödemekle meşgul. MİT tırları dosyasının yeniden açılmasının tek nedeni bu değil elbette ki.

17-25 Aralık operasyonundan sonra Hatay ve Adana'da gerçekleştirilen MİT tırları operasyonunun amacı neyse, bugün de aynı.

17-25 Aralık'ta hedefleri Erdoğan'ı devirmekti.
“Dönemin başbakanı" fezlekelerini operasyondan önce yazmaya başlamışlardı. O başarılı olamayınca
bu kez hükümeti Uluslararası Ceza Mahkemesinde yargılatmak ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından AK Parti hakkında açılacak kapatma davasına gerekçe oluşturmak için bir hamle yapmışlardı.
Aynı tarihlerde başta Van olmak üzere bazı merkezlerde AK Parti ve El Kaide arasında ilişki olduğunu ispatlayacak operasyonlara başlamışlardı. AK Parti'nin Van Belediye Başkan adayının evine bu maksatla operasyon gerçekleştirilmişti.

O dönemlerde edindiğim bilgiler ışığında MİT ve El Kaide operasyonları ile AK Parti'ye kapatma davası açılması için hazırlık yapıldığını yazmıştım.

Belli ki AK Parti'yle ilgili seçim hesapları tutmadı. Uluslararası sistem bunun üzerine yeniden harekete geçti. Şimdi ikinci hamleye hazırlanıyorlar.
AK Parti'yi terör örgütlerine silah sağlayan iktidar konumuna düşürmeyi planlıyorlar. Terörle aynı fotoğraf karesine girmiş olan AK Parti, uluslararası meşruiyetini kaybettikten sonra ardından gelsin kapatma davası.

Olmaz olmaz demeyin. AK Parti 2007 seçimlerinde yüzde 47 ile ikinci kez tek başına iktidar olduktan sonra kapatma davası açılmadı mı? MİT tırları operasyonunda sergilenen özel çabaya dikkat çekmek istiyorum.

Suriye iç savaşında iki ateş arasında kalan Türkmenlerin Türkiye'den başka hamisi yoktu.

İki ateş arasında kalan Türkmenlerin çağrısı üzerine 1 Ocak 2014 günü MİT'e ait gizli kod bildirilerek, TIR'lar Ankara'dan yola çıktı. Tırlar, Ankara'dan yola çıkmıştı ki, Hatay Jandarma İstihbarat'tan H.A. ihbarda bulundu. Tırlar Ankara sınırları içerisinde durdurulabilirdi. Yoksa Aksaray'da, yoksa Niğde'de aynı işlem yapılabilirdi. Yapılmadı. Tırların Hatay mıntıkasına kadar girmesi beklendi. Savcı Özcan Şişman Kırıkhan'a giderek, tırların MİT'e ait olduğunu bilmesine rağmen tırları aramak istedi.

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, yanında İçişleri Bakanı ve MİT Müsteşarı olduğunu belirterek, tırların MİT'e ait olduğunu, MİT yasası gereği aranamayacağını belirterek Adana Cumhuriyet Başsavcısından hukuka uygun hareket edilmesini istedi.

19 Ocak'ta ise MİT tırları henüz Ankara Gölbaşı'nı geçmemişti ki bu kez ihbar Çukurambar semtinden G.M. isimli astsubay tarafından yapıldı. Tırlar Ankara'da, Aksaray'da, Niğde'de durdurulmadı. Adana sınırından içeri girdiği andan itibaren de takibe alındı. Paralel savcılar iş başındaydı. Henüz ihbar yapılmadan önce savcı Aziz Takcı, Jandarma yetkilileri ile evinde bir araya gelmişti. Aziz Takcı nöbetçi değildi ama nöbetçi savcıya da haber vermemişti. Jandarma tarafından tırların etrafı sarıldı. MİT'te çalıştıklarını belirtip kimliklerini gösteren MİT mensuplarının elleri kelepçelendi, tırlara el konuldu.

Olay Adana'da gerçekleşiyor ama Adana Valisi Hüseyin Avni Coş'tan gizleniyordu. Adana İl Jandarma Alay komutanı Özkan Çokay, saat 12.40'ta Vali Coş'u bilgilendiriyordu ama DHA olay yerinden ilk görüntüleri saat 12.31'de geçmeye başlamıştı bile. O gün Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu da 140 büyükelçimizle Adana'daydı ve Suriye'deki iç savaş açısından kritik bir süreç olan dünyanın gözünü çevirdiği Cenevre-2 başlamak üzereydi.

Olayın duyulması üzerine Adana Valisi Hüseyin Avni Coş olay yerine gitti. MİT tırları olduğunu belirterek, operasyon yapılamayacağını bildirdi. Ancak paralel savcılar MİT tırlarını arama konusunda kararlıydılar. Böylece Türkiye'nin operasyonu paralelin savcıları tarafından deşifre ediliyordu.

ABD, Kobani'ye havadan silah atarken, bunların bir kısmı ABD'nin itiraf ettiği şekliyle IŞİD'in eline geçerken alkışlayanlar, Türkiye'nin Bayır-Bucak Türkmenlerine gönderdiği yardımı ise, IŞİD'e silah desteği olarak lanse ediyorlardı. Bu, Türkiye'ye karşı yapılmış bir karşı casusluk savaşıydı.

IŞİD'le mücadele kapsamında Eğit-Donat'ı başlatan Türkiye, başta ABD olmak üzere uluslararası camiaya IŞİD'e karşı kara operasyonu çağrısı yapan Türkiye, 149 vatandaşı IŞİD tarafından aylarca rehin tutulan Türkiye, peki bu ülke IŞİD'e niye yardım etsin?

Bu uluslararası bir algı operasyonu. 7 Haziran seçim sonrasına yönelik bir hazırlığın işareti.

Burada bir çift sözüm MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye olacak.

Sayın Bahçeli, Bayır-Bucak Türkmenlerine giden yardım sizi niye rahatsız ediyor?

Sayın Bahçeli sahi sizin
Türk dünyası ve Türkmenler diye bir davanız var mı? Türk
cumhuriyetlerini en son hangi tarihte ziyaret ettiniz?
Türkmenlerle en son ne zaman görüştünüz?
Türkeş zamanında MHP genel merkezi Türkmenlerin ikinci adresiydi. Türkeş olsa Türkmenlere yardım gitsin diye seferber olurdu siz ise hesap soruyorsunuz.
MİT tırları konusunda Selahattin Demirtaş ile sizin suçlamalarınız arasında ne fark var?
MİT tırları iktidarın elinde patlamadı Sayın Bahçeli, MHP lideri olarak siz o tırların altında kaldınız.
#Paralel yapı
#Can Dündar
#MHP